12 Nisan 2016 Salı

Osmanlı Tarihi Yazıcılığı

Osmanlı Devleti'nde tarihçiliğin özel bir yeri bulunmaktadır. Devlet, çağın şartları içinde kendini bu yolla ifade etme yolunu tutmuş ve bu işi kurumsallaştırarak sonraları vekayinüvislik denecek bir teşkilatlanma yoluna gitmiştir.

Divana bağlı bir mahiyet arz eden ve gün gün olayların kayda geçirilmesi işini icra eden vekayinüvisin kelime anlamını izah etmek gerekirse, bu kelimenin Arapça “vak’a”(olay) ve Farsça “nüvis”(yazar) kelimelerinin bir araya getirilmesiyle türetilmişbir sözcük olduğu görülecektir. XVIII. yüzyılda teşekkül edildiği düşünülen bu vazifenin kelime olarak metin içerisinde kullanıldığına dair XVII. yüzyıla ait örnekler vardır. Vekayinüvisliğin kökeni hakkında değişik bilgiler bulunmaktadır. Kimileri bu görevin I. Süleyman’dan itibaren devlet hizmeti haline gelen “Şahnamecilik”in değişik şekildeki devamı olduğunu iddia ederken, kimileri de II. Bayezid’in, İdris-i Bitlisîve Kemalpaşazade’yi Osmanlı tarihi telifine memur etmesi gibi padişahların tarih yazdırmak geleneğinden doğduğunu iddia ederler. Ancak belli bir maksat veya hassa hizmeti için vekayiname yazmak ile Divan-ı Hümâyûn’a bağlı devamlı bir devlet hizmeti olan vekayinüvisliği birbirinden ayırmak gereklidir. Bekir Kütükoğlu, belli bir maksat ile vekayiname yazanları“vakanüvis”, Divan-ıHümâyûn’a bağlı çalışanları ise “vekayinüvis”demek suretiyle bir sınıflamaya tabi tutmuştur.

Bu anlamıyla bizim çalışmamız, OsmanlıDevleti’nin bizzat padişahın emriyle yahut padişaha sunulmak gayesiyle eser kaleme alan vakanüvislerinin vekayinamesini incelemeye girmektedir.

Yukarıdaki tarih yazmanın amacıve şekline dair tasniften farklıolarak, bir başka sınıflamayı2da Şehabettin Tekindağda görmekteyiz. Anadolu’da Türkçe’nin, XIV. yüzyıldan itibaren hakim dil olmaya başlayıp Farsça ile Arapça’nın yerini aldığınıbelirten Şehabettin Tekindağ, Türk tarih yazıcılığını kendi dili ile yapılmasınoktasında bir ayrıma tabi tutar ve bu işin ilk önce Anadolu beyliklerinde ve bundan hareketle de özellikle Kütahya’ya hakim olan Germiyanoğullarısarayında, Süleyman Şah öncülüğünde, bütün Türk dünyasında bu tür Türkçe eserlerin doğuşuna sebep olacak şekilde bir pay sahibi olmakla gerçekleştiğini vurgular. Şair Ahmedîve Şeyhoğlu Mustafa gibi kimselerin bu sarayda eserler kaleme aldıklarınıya da himaye gördüklerini dile getirir. Germiyanoğullarıbeyliğinin bir düğün vasıtasıyla Osmanlılar’a bağlanmasıyla bu yazarların Osmanlıhizmetine girdiklerini, Ahmedî’nin Süleyman Şah adına hazırladığı“İskendername”sini Yıldırım Bayezid’e takdim ettiğini, sonralarıYıldırım Bayezid oğlu Süleyman Çelebi’ye ayrıca bir “Dasitan-ıTevârih-i Mülûk-i Âl-i Osman”ıda ilave etmek suretiyle ilk Osmanlıtarih yazıcılığının öncüsüolduğunu belirtir. Ayrıca Şükrullah’ın “Behcet-üt-Tevârih”adlıeserinde ve Ruhi’nin “Tevârih-i Âl-i Osman”adlı eserinde Ahmedî’nin bu Dasitan’ınıkaynak olarak kullandıklarınıifade eder.

kaynak:

16. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ’NDE MEYDANA GELEN

MUHALİF NİTELİKLİHAREKETLERİN OSMANLI TARİH

YAZARLARI VE ESERLERİNE YANSIMASI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder