12 Nisan 2016 Salı

Türk Toplumunda Silahın Yeri Ve Önemi

Dünya milletleri arasında Türklerin, askerlik sanatının en önde gelen milletlerinden biri olduğu bugün tartışmasız olarak kabul edilmektedir. Tarihin seyri içerisinde Türklerle temas kurmuş milletlerin cok eski tarihlere ait yazdı belgelerinde Türklerin savaşçı bir kavim

olduklarından, askerliklerinden, silâhlarından ve silâh kullanmaktaki ustalıklarından bahseden birçok bölümler bulmak mümkündür.

Heredot Saka’lan ok ve yay ile savaşa akşmış bir millet diye tamtırken, Bizansb PROKOPIUS, Sabir’lerden “İnsan hafızasının hatırlayabildiği zamandan beri ne îranldardan, ne Romablardan hiç kimsenin düşünmediği makinalara sahiptiler. Öyle ki imparatorlukta mühendisler eksik olmamış ve her devirde surları dövmek için ma- kinalar yapdmıştır. Fakat şimdiye kadar bunlarınkine benzer bir buluş ne ortaya konmuş ne de onlar gibi kullanabilmiştir. Bu şüphesiz insan dehâsımn bir eseridir.” diye bahseder.

Ordu ve Millet kavramlarım köklü bir devlet geleneği içerisinde yoğurup, varbğmı dünyanın en eski uluslarından biri olarak sürdüren Türk toplumunun bayat felsefesinde, silahın başlangıçtan günümüze büyük bir önem taşıdığı bilinen bir gerçektir.

Türk toplumunda silâhın yeri toplum üzerindeki üç temel fonksiyonu ile belirlenebilir.

Toplumun yaşama ve gelişmesi için savunma veya taarruz aracı olması,
Yapısı, formu, üzerindeki süsleme, işaret, damga, sembol ve kitabesi ile kişinin rütbe, makam, ünvan, zenginliğini belirlemesi,
Kutsal bir güç - kuvvet sembolü olarak toplumun kültür hayatında yer alması.
Bu niteliklerden ilk ikisine ilkçağlardan itibaren hemen her toplumda rastlamak mümkündür. Eski Roma’da herkesin silahı aynı zamanda mensup olduğu siyasal sınıfı belirliyordu. Eski Hint, Iran ve Asurlularda piyade ve süvarilerin silâhları da aynı şekilde form yapı ve tür olarak ayrılmıştır33. Üçüncü niteliğine bazı toplumlarda rastlanabilir ise de, hiçbir toplumda Türk toplumunda olduğu kadar yaygın değildir. Gerek İslâmiyet öncesinde gerekse Islâmiyetle birlikte silâh bu niteliği ile cesareti, yiğitliği, savaşçılığı, egemenliği, belirlemiş, toplumda yer isimlerine, kişi isimlerine, atasözlerine, müzik, resim ve heykel sanatma, edebiyata konu olmuş, kısacası toplumun günlük hayatında her an karşılaşılan bir kültür varlığı; bayat görüşünde güç, kuvvet ve kudreti temsil eden kutsal bir sembol haline gelmiştir.

Savaş aracı ve kişisel değerleri belirleyici özelliklerinin olduğu kadar, silahın, kutsal bir sembol olarak Türk Kültür hayatındaki yeri de büyük bir önem taşır. Bu önemin belirlenmesi ise ancak, gerek

İslamiyet öncesi ve gerekse İslâmî dönemde resimleme, adlandırma ve tür olarak silah konusunun nerede ve nasıl işlenmiş olduğunu incelemekle mümkündür.

KAYNAK: Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah Kavramı Ve Osmanlı İmparatorluğunda Kullanılan Silahlar. T. Nejat ERALP. Atatürk Kültür Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu. Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. Ankara 1993. s. 9-11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder