14 Nisan 2016 Perşembe

Genel Özellikleriyle Bozkır Ekonomisi

İnsan ihtiyaçları sınırsızdır. Ayrıca ihtiyaçların belli bir öncelik sırası vardır ve bu ihtiyaçlar süreklidir. İnsan ihtiyaçlarının sınırsız olmasının en önemli sebebi, ihtiyaçların sürekliliğidir. Bu süreklilik ve sınırsızlık, ekonomik faaliyetlerin çoğalmasına, ticaretin ve dolayısıyla paranın ortaya çıkmasına ve ne yazık ki savaşların görülmesine sebep olmuştur. Tabii ki tarihte yaşanmış bütün savaşların nedeni iktisadi amaçlar değildir. Ama çoğunun sebebi iktisattır ve esasen bu sebep zaman zaman en başta dini, sonra da siyasi bazı sebeplerle gizlenmeye çalışılmıştır. Bu gizlemenin en önemli örneği Haçlı Seferleri’dir. Özellikle birinciden sonraki Haçlı Seferleri, Avrupalı soyluların, Arap Yarımadası’nın ve Mezopotamya’nın zenginliklerini ele geçirme çabasıdır. Bunun yanında dini sebepler de vardır ancak bu dini sebepler temelde, büyük bir ordu toplama amacıyla ileri sürülmüş nedenlerdir. Haçlı Seferleri sonucunda kesin zaferler elde edilememesi sebebiyle, beklenen ganimet elde edilememiş ancak, Batılıların tabiriyle, Ortadoğu ile ticaret başlamış ve zamanla Avrupa burjuvazisi oluşmaya başlamıştır.

Özelde hiçbir insan, genelde de hiçbir toplum, sınırsız ve sürekli ihtiyaçlarının tamamını kendi başına karşılayamaz. İnsan bedenî ve fikri bakımdan farklı yaratıldığından biri birine muhtaç olup, mutlaka birlikte yaşamak mecburiyetindedir. Bir insan aynı anda çiftçi, değirmenci, fırıncı, balıkçı, terzi, tüccar, asker, öğretmen olamaz. Her insan farklı iradi ve fiziki kabiliyette yaratılmıştır160. Bu nedenle insanlar ve toplumlar, ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla devletler biri birlerinden alışveriş yaparlar. Bu faaliyetin adı, ticarettir. Ticaretin en önemli sebebi, ihtiyaçların çok çeşitli, sürekli ve sınırsız olmasıdır. Otomobil üretmeyen bir ülke, otomobil üreten bir ülkeden, kendi ülkesinin nüfusu kadar araç da alsa, bu alımla otomobil ticareti bitmez. Çünkü insan eskitir ve tüketir. Ayrıca nüfus da artar. Otomobile ihtiyaç duyan yeni insanlar ortaya çıkar. Böylece ihtiyaçlar sınırsız ve sürekli hale gelir. Burada, çabuk tüketilemeyen bir mal olması nedeniyle otomobili örnek verdik. Bu örnek bütün ihtiyaçlar için genelleştirilebilir. İşte bu nedenle, sadece iktisat teorisi kitaplarında bazı

analizleri daha rahat yapabilmek için yer alan kapalı ekonomik modele, pratik hayatta rastlanması pek mümkün değildir. Bireyin kendi ihtiyaçlarının tamamını karşılayamadığı gibi, toplum ve devlet de ihtiyaçlarının hepsini kendi çabasıyla karşılayamaz. Bir ülke, gerçekten kapalı ekonomik modeli uygulayacaksa, halkının bazı ihtiyaçlarını görmezden gelmek zorunda kalmalıdır. Ama bu durum da dayanılacak gibi olmadığından, ülkeler ve toplumlar arasında ticari faaliyetler ortaya çıkmıştır. İnsan kendisinde olmayan için ya ticaret yapar ya da kavga eder; yani savaşır. Devletler arası mücadelenin başlangıç noktası budur. Bu sebeplerle, bugün olduğu gibi klasik dönemde de bir toplu veya devlet kapalı bir sistemin içinde kendi başına yaşayamaz.

İktisadi olaylar evrenseldir. Her ülke, kıtlığın etkisini azaltmak amacıyla belirli ekonomik sorunları çözmek zorundadır161. Bu durum esasen, klasik dönemde de geçerlidir. Bozkır devletleri de, halklarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, bazı eksikliklerini tamamlayabilmek zorunda olmuşlardır. Bu eksiklikler, ticaret, yağma, komşu ülkeleri vergiye bağlama ve işgücünü zorla veya iltica yolu ile elde etme yoluyla giderilmeye çalışılmıştır. Tipik bir bozkır ekonomisi örneği olan Hun ekonomisi de bunları yapmak zorundaydı. Hun coğrafyasında bahsederken, coğrafyanın insan ve toplumun, karakteri ve yapısı üzerine olan etkilerinden bahsettik. Bunun yanında coğrafya, iktisadi gelişmenin ve farklılığın da ilk sebebidir. Coğrafi farklılıklar veya yetersizlikler, bölgeler arasındaki gelişmişlik düzeyini ve iktisadi hayat şartlarını belirler. Bundan dolayı bölgeler arasında iktisadi hayat tarzı da farklılık arz eder162. Devletlerin ve kavimlerin iktisadi faaliyetlerinin en önemli belirleyicisi coğrafyadır. Bu nedenle, bozkır ekonomisinin esasını, yüksek ovaları ve yaylaları olan, bozkır coğrafyasının iklim şartları icabı, çobanlık ve hayvan besleyicilik teşkil ediyordu163. Hayvancılık Hun ekonomisini temel faaliyetiydi ancak kesinlikle tek faaliyeti değildi. Dolayısıyla, Hunlar hayvancılıkla uğraşırdı, gibi genellemeler kesinlikle çok yanlıştır. Hunlar, hayvancılığın yanı sıra, tarım, ticaret, madencilik ile klasik dönemin sanayisi sayılan el sanatları ve dokumacılıkla da uğraşmışlardır. Hunların ekonomik faaliyetleri, ilkel ve tekdüze değildi. Hun ekonomisi, özellikle iktisadi kollarının çeşitliliği ve en başta Çin olmak üzere, komşu devletlerle olan ilişkilere olan etkisiyle düşünülenden daha karmaşık bir yapıya sahiptir.

DİPNOTLAR:

160 Öztürk Mustafa; Tarih Felsefesi, s. 250

Üstünel Besim, Ekonominin Temelleri, Doğan Yayınevi, 3. Baskı, Ankara 1975, s. 92

Öztürk Mustafa; Tarih Felsefesi, s. 146

Kafesoğlu İbrahim, Türk Milli Kültürü, Ötüken Yayınları, 25. Baskı, İstanbul 2005, s. 317

KAYNAK:   Asya Hunları’nda İktisadi Hayat. Murat Öztürk. F.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı.  Doktora Tezi. Elazığ 2013. s. 68-69

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder