26 Nisan 2016 Salı

Hun Yurdu

Altaylardan Asya'ya yayılan bir milletin herhangi bir kabilesinin yurdunu aramak ilk bakışta yadırganabilir. Fakat; Sibirya'da devlet kurduğu gibi Mısır'da da devlet kuran bir milletin kabileleri için bu durum çok görülmemelidir. Her ne kadar bazı milletlerin tarihi varolduklarından bu yana belirli bir coğrafya dahilinde oluşmuşsa da (İranlı, Çinli, Arap v.s.) Türkler için böyle bir durum söz konusu değildir. Zira, Türkler çeşitli çoğrafi bölgelerde varlık gösteren bir millettir. İşte bizim Hun yurdunu aramamızdaki başlıca sebep bundan ileri gelmektedir. Hun yurdu deyiminden de kastımız, Hunlar'm bir varlık olarak ilk görüldükleri çoğrafi sahadır. Yerleşik toplumlarda böyle bir saha aramaya gerek yoktur. Çünkü bu saha, o tüplümün anayurdu dahilindedir. Fakat; göçebe veya yarı yerleşik toplumlarda durum başka bir özellik göstermektedir. Bu toplumlar aym zamanlarda veya değişik zamanlarda anayurttan uzak bölgelerde bile bir varlık olarak ortaya çıkabilmektedir. İşte Hunlar'da böyledir. Öyleyse bu yurt neresidir? Her ne kadar yan yerleşik topluluklann yurtlarının sınırlarını, değişik tesbit etmek zor isede, umumi çizgilerle bu yurt ortaya konulabilir. Ayrıca münasebette bulunulan komşu kavimlerin yerlerinin tesbiti de, tayin edilecek yurdun sımrlanna bir ölçüde belirginlik kazandırabilir.

Çin kaynakları Hunları Şansi, Şensi ve Ho-beğ'in kuzeyinde gösterir ve doğularında; Şansi'nin kuzeyinden Şara-muren kıyılarına kadar Tung-huTarın güneylerinde de, yani bugünkü Kansu bölgesinde Yüe-çi (Yüeh-chih)lerin oturduklarım kaydeder. Bu durumda Hun yurdu Altaylann güneydoğu eteklerinden başlayıp Etzine-göl ve Alaşan bozkırlarının kuzeyinden Gobi çölüne kadar uzanmaktadır. İ. Kafesoğlu'da bu görüşe yakın bir tesbit yapmıştır. Bu tesbite göre Hun yurdu; Orhun-Selenga ırmakları ile, Türklerin kutlu ülke saydıkları Ötüken havalisi merkez olmakla beraber, ilk devrelerde ağırlık noktasımn Hoang-ho (Sarı nehir) nehri dirseği etrafında ve Ordos bölgesindedir. L.Ligeti'ye göre, Hunlann en eski devirlerden beri Çin kaynaklanmn gösterdikleri bölgede mi yaşadıklan yoksa sonradan mı bu bölgeye geldiklerini tayin etmek mümkün değildir. Fakat asıl vatanlarının Orhun ve Selenge ırmaklarının menbaları sahasında bulunması muhtemeldir. K.Shiratori Hun yurdunu ve menşeini uzak doğuda görmek istiyor, bu

sebeplede Moğolistanı Hun yurdu olarak gösteriyordu. Aslında O. Franke ve A.Hermann'a gelinceye kadar Hun devleti bir Moğolistan İmparatorluğu sayılmıştı. Halbuki Moğolistan, Hun Devleti'nin sol kanadım meydana getiriyordu. A. Hermann, "An Historical Atlas or China" adlı atlasında Hun yurdunu Gobi çölünün batı yarısmda üçgen şeklinde hemen hemen boydan boya kaplamış olarak göstermektedir. Bu alim, Hun yurdunu tesbitte Çin akınlarının yönlerine büyük önem vermiştir. Fakat, Hunlann Orhun vadisinde oturduklarına inanmakla birlikte, nereden geldiklerini de söyleyememiştir.

Hun yurdu hakkında en önemli tesbitler B. Ögel'e aittir. Biz bu tesbitleri vererek Hun yurdunun sınırlarını sabit olmamakla beraber umumi çizgileriyle ortaya koyabileceğimiz inancındayız. B. Ögel'e göre, "Hun'lar daha ziyade Tanrı Dağlarının doğu uçlarından batıya doğru uzanan büyük bir kitle idiler. Batıda nereye kadar uzandıklarım bilmiyoruz, çünkü elimizde hiç bir kaynak yoktur. Öyle anlaşılıyorki, Kuzey-batıda Volga ırmağına; Güney-batıda da Türkistan'a kadar uzanan bölgelerde yaşayan halklar onların akrabaları idiler. İmparatorluk kurulduktan sonra tıpkı Göktürk Devletinde olduğu gibi devletin ağırlığı ve imparatorluğun başkenti doğuya kaymış ve başkent, Orhun nehrinin kaynaklarım aldığı Ötüken bölgesinde kurulmuştu. Burası bütün Orta Asya'mn en kutsal bir yeri idi. İnanca göre, bütün büyük imparatorlukların başkenti burada kurulmalı idi. Esasen bu bölgeyi ele geçirmeyen ve başkentini de burada kuramayan bir devlet, büyük bir teşekkül veya imparatorluk sayılmazdı...

Büyük Hun İmparatorluğu hakkındaki başlıca kaynaklarımız Çin tarihleridir. Çin tarihleri Hunlann yalmzca doğudaki faaliyetlerinden söz açarlar.Bu kaynaklara bakan batılı bilginler, Büyük Hun Devleti'nin bir Doğu Asya İmparatorluğu olduğunu zannetmişlerdi. Halbuki Doğu Asya Hunlann eline, ancak Metenin Tunguzlan mağlup edişinden sonra geçmişti. Biz Hunlann esas yerini öğrenmek için daha başka türlü metodlar takibettik. Büyük Hun Devletinin kuruluşundan aşağı yukarı yüz sene sonra, Doğu Asya Hunlann elinden çıkmıştı. Fakat Hunlar buna rağmen batıda, 150 sene daha mukavemet etmişlerdi. Hunlara karşı akın yapan Çin generallerinin takip ettikleri yollar incelenirse, Çin ordulanmn Tanrı Dağlanmn kuzeyine ve Altay Dağlarımn da güney-batısma doğru gittikleri açık olarak görülür. Sonradan Göktürk Devletini kuran Türk kitleleri de bu bölgede yaşayan ve bu bölgeden kuvvetlerini alan halklardı. Bunlar her zaman için, Orta Asya'mn en asil ve en güçlü boyları olmuşlardı.

Hunların güney-batısında Yüe-çiTer yaşıyordu. Yüe-çiTerin batıda, nereye kadar uzandıklarım da bilemiyoruz. Yüe-çi Terin Türk ırkından olduklarına dair pekçok delil vardır.

KAYNAK: Doç. Dr. Salim CÖHÇE, Türk Tarihine Giriş, ELAZIĞ 1995, ÇagOfset Matbacılık, s. 69-71

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder