14 Temmuz 2016 Perşembe

İskitler’de Yazı

çok geniş bir coğrafyaya yayılan İskitler Ön-Asya'ya da giderek orada belirli bir süre kalmışlardır. Gerek Herodotos'un bahsettiği ve gerekse Sus ve çevresinde bulunmuş olan çivi yazılı metinlere dayanarak Mordtmann'ın ileri sürdüğüne göre, onlar bugünkü İran ve hatta Anadolu içlerine kadar olan yerlerde nüfuzlarını hissettirmişlerdir. MÖ 7. yüzyılın başlarında Asur imparatorluğu sınırına kadar ulaşan İskitlerin (Luckenbül 1968: 517), MÖ 4. yüzyılın başlarında hâlâ Anadolu'nun doğu kesiminde bir güç olarak bulunmaları (Ksenophon IV, 7: 18), onların çiviyazısı kültür sahasında ne kadar uzun bir süre kaldığını göstermek bakımından büyük önem taşır.

Bilim dünyasında çiviyazısı olarak kabul edilen ve MÖ 3100 yıllarında Sumerliler tarafından icat edilmiş olan yazı etkisini miladi yıllara kadar sürdürmüştür (Bilgiç 1982: 107). Bu yazı Mezopotamya sınırlarını aşarak, Anadolu, İran ve Yunanistan'a kadar yayılmıştır. İskitlerin Ön-Asya'ya doğru yöneldiklerinde bu yazı Asurlu-lar, Persler ve Urartulular tarafından kullanılmaktaydı. Yani İskitler çiviyazısı kültür sahasına girmişler ve bu sahanın odak noktasında uzun sayılabilecek bir süre kalmışlardır.

İskitlerin çiviyazısı kültür sahası içerisinde epeyce bir süre kalmaları bu yazıya yabancı kalmadıklarını göstermektedir. Sus'ta bulunan yazıların, gerçek anlamda Türk olan Sakalara ait olduğu Mordtmann tarafından belirtilmektedir. Ayrıca, bu yazıların dilini Türk-Ugor diliyle bağlantılı görmekte ve bunu Sakaca olarak adlandırmaktadır (Mordtmann 1870: 77). Bu metinler bize onların çiviyazısını öğrendiklerini ve bu kültür sahası içerisinde kullandıklarını göstermektedir.

Kazakistan'da Alma-Ata yakınında, Eşik kurganında bulunan runik yazı da büyük önem taşımaktadır. Bu yazı hakkında değişik görüşler beyan edilmiştir. Bazıları bu yazının ilgili küçük çanağın

üzerine sonradan yazıldığını ileri sürmüştür (Akişev 1978: 59). Bu görüşü savunanların karşısında Türkologlar, bu yazının OrhunYenisey tipinde olup, dilinin eski Türkçe olduğunu, Altay dilleri grubuna dahil bulunduğunu ve runik bir alfabe ile yazılmış olduğunu ileri sürmektedir (Akişev 1978: 59).

Eşik kurganından çıkarılan horizontal yazı 26 harften oluşmak­ta ve Orhon-Yenisey yazılarını hatırlatmaktadır (Süleymanov 1990: 85). Bu yazı önce de üzerinde durduğumuz üzere, Süleymanov tarafından "Han'ın oğlu yirmi üç yaşında yok oldu (Halkın?) adı sanı da yok oldu" şeklinde gönümüz Türkçesine aktarılmıştır (Süley­manov 1970: 3). Yine ona göre, burada kullanılan 26 harf Göktürk metinlerinde kullanılan harflerin ilkel şekilleri olup, kullanılan kelimeler de yine Göktürkçede geçen kelimelerin eski şekilleridir (Süleymanov 1970: 1-3).

Pavlador bölgesinde Bobrovoye köyü yakınlarında yapılan arkeolojik kazılar sonucunda bir kurganda Saka dönemine, MÖ 5.-4. yüzyıllara tarihlendirilen runik yazı ele geçirilmiştir. Bir altın gem kayışı üzerine tutturulmuş kemik nazarlık bir karaca şeklinde oyulmuş ve bunda sağdan sola "Beyaz Maral" yazısı okunabilmiştir. Nazarlık üzerindeki runik yazının Türkçe konuşan Sakaların yazı sistemi olduğu belirlenebilmiştir. Bu yazı, runik yazının Güney Sibirya ve Kazakistan'daki atlı kavimler arasında, ancak çok geç çıktığı yolunda ortaya atılan görüşün belirgin bir biçimde yanlışlığını ortaya koymuştur (Amancolov 1989: 793-794).

İskitler çiviyazısı kültür sahasına ulaşıp, İran'dan Anadolu içlerine kadar nüfuz ettikleri ve burada bir müddet hâkimiyet kurdukları zaman zarfında çiviyazısım öğrenmişlerdir. Bunu açık bir şekilde Sus'ta bulunmuş olan çiviyazılı metinler göstermektedir. Bura­dan ele geçirilen metinlerin dilinin de Türkçe ile bağlantılı olması ve Sakalara ait olduğunun belirlenmesi, onların çiviyazısım öğrendikleri ve kullandıklarını göstermektedir. Eşik kurganından bulunan küçük bir çanağa yazılmış olan yazının da runik yazı olduğu ve

daha sonraki Göktürk yazısının öncüsü olduğu kabul edilmektedir. Eşik kurganında bulunmuş olan bu yazının karakteri, kullanılan harfler ve şekilleri, Orhun-Yenisey yazısının karakteri, harfleri ve şekilleriyle karşılaştırılmış ve onların aynı olduğu belirlenerek, Eşik kurganından bulunan yazının Orhun-Yenisey yazısının prototipi olduğu kabul edilmiştir.

KAYNAK: İskitler. İlhami DURMUŞ. Kaynak Yayınları. 2007. s. 106-108

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder