14 Temmuz 2016 Perşembe

İskit Hükümdar Mezarları

İskitlerde mezarlara gömü önemli bir yer tutar. Bu hususta Herodotos İskit hükümdar mezarları hakkında bilgi vermektedir. Onun bildirdiğine göre; Hükümdar mezarları Gerrhos topraklarında, yani Borysthenes üzerinde gemilerin gidebildikleri son bölgededir. Hükümdarları öldüğü zaman, o bölgede eni boyu bir dörtgen, büyük bir mezar kazarlar ve hazır olduğu zaman ölüyü getirirler. Mezarın içine çimen yayılır, hükümdar üzerine konur, ölü yere saplanmış mızraklarla çevrilir, üzerine ağaçtan bir gölgelik konur, sazlarla örtülür; mezarın içinde boş kalan geniş yerlere hanımlarından birisi, elinden içki içtiği kimse, bir aşçı, silahtarı, uşaklarından birisi, bir haberci ve atlan boğulup konur, kullandığı şeylerden birer tane ve altın kupalar konur. Bu tören tamamlanınca herkes mezarın üzerine kürek ile toprak atar ve en yüksek tümseği yapmak için birbirleriyle yarışırlar (Herodotos IV: 71).

Herodotos'un MÖ 5. yüzyılın ortalarında gözlemlerine dayalı olarak bahsettiği mezar geleneğinin Karadeniz'in kuzeyindeki bozkırlarda yaygın olduğu görülmektedir. Üzerine toprak yığılarak yapılmış bu mezarlara kurgan denilmektedir (Rolle 1980: 9). Genelde kurgan ismi koruganla özdeşleştirilmektedir. Gerçekten de bütün değerli eşyalar ile gömülmüş ölünün korunması ve ona ait mezarın soyulmaması esastır. Bu tür mezarların korunması gereğini ve bizzat korunduğunu, Perslerin Karadeniz'in kuzeyindeki İskit ülkesine gerçekleştirdikleri sefer esnasında İskit hükümdarı İdanthyrsos ve Pers Kralı Darius arasında geçen konuşma açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Darius'un, İskit hükümdarına bir elçi ile gönderdiği haber şöyledir: "Ey garip adam, yapabileceğin başka iki şey varken ne için boyuna kaçıyorsun? Eğer kendini bana karşı koyabilecek kadar güçlü sayıyorsan ona göre davran, kaçmayı bırak, savaşa gir; yok eğer kendini da­ha aşağı görüyorsan yine boyuna yürümekten vazgeç; efendine haraç olarak toprak ve su getir, huzuruna çık" (Herodotos IV: 126).

İskit hükümdarı İdanthyrsos, şu cevabı vermektedir: "İranlı, işte benim kanaatim: beni hiç kimse ne korkutabilir ne de önünden kaçmaya zorlayabilir; senden de kaçtığım yok; şimdiye kadar yapmış olduğum şey, banş zamanında da her zaman yaptığım şeydir. Neden hemen savaşa girmiyorum, onu da sana açıklayayım: Bizim ne kentimiz var ne de dikili ağacımız var, ki elden gitmesin, ya da yakılıp yıkılmasın diye korkup hemen savaşa girelim; ama siz eğer ille de savaşmak istiyorsanız, bizim atalarımızın mezarları var; onları bulun, onlara el kaldırın, o zaman görürsünüz, mezarlarımız için dövüşüyor muyuz dövüşmüyor muyuz" (Herodotos IV: 127).

İskit hükümdarının yukarıdaki sözleri İşkillerin hayat tarzını ortaya koyduğu gibi, atalarının mezarlarını kutlu saydıklarını ve bu mezarları korumaya aldıklarım da göstermektedir. Burada korumaya aldıktan mezarlann gerçekten koruyucu özelliği bulunmakta olup, böylece bu tür mezarlara korugan, kurgan denilmesi bu özelliği ile bağlantılı görülmektedir.

Zamanımıza kadar kurgan kelimesinin farklı anlamlarına dikkat çekilmiştir. Bu kelimenin mezar, gömüt, mezar tümseği olabileceği gibi; kale, sur şehrin etrafım çeviren kemer olarak da anlam kazandığı ifade edilmektedir (Roux 1999: 295). Burada kurganın iki anlamı ortaya çıkmaktadır. Birincisinde, ölmüş olan kişinin korunduğu yerdir. İkincisinde ise, yaşayanlann dış saldırılara karşı korun­duğu, şehri koruyan savunma sistemidir. Her ikisinde de bir koruyuculuk söz konusudur. Ancak atlı kavimlerin yerleşimine bakıldığında şehrin savunmasıyla ilgili anlamı şehir hayatı ile bağlantılıdır. Bu yüzden şehir savunmasında kullanımı daha geç olmalıdır. Mezar geleneği ile ilgilisi çok daha eskidir. İskit dönemi için yalnız mezarı ifade eden bir kelime olmalıdır. Bu kelime yalnız mezarın üzerinde oluşturulan tümseği dahi ifade etse, yine onun koruyuculuk vasfı ön plana çıkmaktadır.

İşte koruyuculuk vasfı ön plana çıkmış olan bu tür mezarların arkeolojik olarak da tespit edildiği görülmektedir. Bu tür kurganlar

arasında büyüklükleriyle Certomlyk ve Aleksantropol kurganları son derece önemli bir yer tutmaktadır. Hem bu iki kurgan hem de diğer kurganların asıl gömü alanları kare ya da dikdörtgen bir çukur açılarak yapılmıştır (Rolle 1979: 62-67). Kazılarak planlan çıkarılmış bu kurganların yapıları Herodotos'un verdiği bilgilerle örtüşmektedir.

Ancak bu tür kurganlar yalnız Karadeniz'in kuzeyindeki bozkırlarda değil, Orta Asya ve Sibirya'da ortaya çıkarılmıştır. Tuva'da Arzhan, Kazakistan'da Eşik Kurganı büyük kurganlar arasında yer almaktadır. Ayrıca Abakan bölgesinde Çar vadisinde büyük kurganlar ortaya çıkarılmıştır. Özellikle kurganlann asıl alanının kare şeklinde yapıldığı ve üzerlerinin tamamen yüksek bir biçimde oluşturulduğu ortaya konulmuştur (Bokovenko 2002: 521). Pazırık vadisinde tespit edilmiş mezarlardan beş tanesi büyük kurgandır. Bu kurganlarda da mezar odası oluşturulmuş ve hemen hemen asıl alanları kare planlıdır (Jettmar 1966: 54). Şüphesiz mezarlann en kayda değeri Tuva'daki Arzhan kurganıdır. Bu kurganın asıl gömü alanı, mezara gömülen insanlar ve atlar bakımından önemli bir yer tutmaktadır (Gryaznov 1976: 40).

Mançurya'dan Macaristan'a kadar çok geniş coğrafyada İskitlere ait çok sayıda kurgan belirlenmiş ve bunlann kazılarının yapıl­ması sonucu, Herodotos'un hükümdar mezarlan hakkında verdiği bilgileri destekleyen verilere ulaşılmıştır. Şüphesiz bu büyük kurganlar mezar yapma geleneği içerisinde önemli bir yere sahiptir. Aynca çok sayıda küçük mezarın yapılmış olduğunu da söyleyebiliriz. Bu büyük kurganlar mumya geleneği ve definden sonra yapılan temizlenme törenleri açısından da veriler ortaya koymaktadır. Çünkü bu tür kurganların bir kısmında hem mumyalanmış cesetler hem de temizlik törenleriyle ilgili arkeolojik buluntular ortaya çıkarılmıştır.

KAYNAK: İskitler. İlhami DURMUŞ. Kaynak Yayınları. 2007. s. 119-121

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder