12 Temmuz 2016 Salı

Hunların Dini

Hunların yazısı yoktur fikri, tarihe tamamen yerleşmiş ve şüphe götürmez bir gerçeğe dönüşerek çağlar boyunca etkili olmuştur. Fakat zamanla gerçekler ortaya çıkınca, bu fikirde ısrar edenler utan­ca gömülmüş, tarihçiler de fikirlerini değiştirme ve yanlışlarını dü­zeltmeye koyulmuşlardır.

Çin'in "Üç Hanlık" isimli kitabında şöyle bir yazıya rastlanmaktadır, (Gumilyov'dan aynen alınmıştır), Kan Tay isimli Çin elçisi MÖ 250fde Kamboçya'dan dönüşünde şunu yazmıştır: "Onların kitapları var, kütüphanelerde korurlar. Yazılanysa Hun yazısına benzer."

Tarihte Türk yazısının olduğunu görmezden gelen Batı aydınlarının tarihî otoritesi, 1893 yılında Orhon bölgesinde bulunan yazıt­ların V. Thomsen tarafından okunmasıyla iyice sarsıldı. Kopenhag Üniversitesi profesörü Thomsen, kökleşmiş tutumdan çekinmeden, cesaretle gerçeği ortaya koymuştur. Orhon Yazıtları denen bu de­ğerli bulguda, Türk yazısının yanı sıra Tanrı dininin varlığı da ka­nıtlanmıştır. Bu yazıtlarda, Thomsen'in ilk okuduğu kelimenin Tengri olması da Tanrısal bir tesadüf müdür, bilemeyiz. Bu kelime şu şekilde yazılmaktadır:

Bu olayın büyük yankı uyandıracağından korkan "vicdanlı" bilim adamları, bu paha biçilemez bulguyu gözlerden ırak tutmaya çalışmış ve kapalı arşivlerde 100 yıl kadar saklamıştı. Ama Türk gelişimine ulaşamayan geri kalmış Avrupa'nın aydınları, başarısızlığını burada da kanıtlamış ve hatta elaleme rezil olarak kıskançlı­ğını ortaya koymuştur.

Hunlar taş saraylarda değil ayaklı evlerde yaşadıkları ve devam­lı göç halinde oldukları için belki de, zengin halk kültürünü "ağız­dan ağıza" denilen yöntemle aktarmış, masa başında tarih gündemi yazamamıştı. Belki de yazmış ama Hunnu'nun yaşadığı trajik olay­lar sonucu kaybolup gitmiştir. Belki onlar da Orhon Yazıtları gibi gömüldüğü yerden ya da paslanmış bir sandık içinden çıkabilir. İnsanın yapısı her yerde aynıdır, Avrupalı aydınların yaptığından da­ha fazlasını İç Asya'daki kıskançlık da yapmış olabilir.

Hunlar baş eğdirdikleri halkların çok haksız davranışlarına ma­ruz kalsalar da eski kıskançlar, artık onun boyuna erişemeyeceklerini görmüş durumdadır. Hun halkının torunlarıysa bu düşman dav­ranıştan gurur duymalı çünkü "yıldırım yüksek ağacı vurur".

KAYNAK: Atalarımız Hunlar. Sofi Tram SEMEN. Kaynak Yayınları 2007. s. 96-97

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder