3 Mayıs 2016 Salı

Etrüsk'lerin Roma'lılar Tarafından Yok Edilişi

Romanın Etrüsk idaresinden çıkması Etrüsk sitelerinde endişe yarattı. Durumuören Chiusi14 Kralı Porsenna, tahtından kovulan Roma kralını yeniden tahtına oturtmak için askerî teşebbüse girişti. Fakat bir aralık Roma’yı zaptetmeğe bile muvaffak olmasına rağmen, teşebbüsü sonuçlanamadı. Bir müddet sonra da, oğlu Lâtin Siteleri Birliğinin ordusuna yenilince, Roma Lâtinlerin eline geçti.

Romalılar bu zaferlerden büyük cesaret aldılar ve sıra ile diğer Etrüsk şehirlerini de zaptetmeği tasarladılar.

Yukarıda işaret edildiği üzere, Romalılar her şeyi Etrüsklerden öğrenmiş, medeniyetlerini Etrüsklerden almış olduklarından, onlara karşı kuvvetli bir aşağılık duygusunun tesiri altında idiler. Bunun neticesi olarak, Romalılar Etrüsklere karşı düşmanlık ve kin besliyorlardı. Her Romalı Etrüskleri yenmek, ezmek Etrüsk olan her şeyi tahrip etmek arzusu ile yanıp tutuşuyordu. Dört asır süren Etrüsk - Roma mücadelesi sırasında bu dinmez kinin vahşi ve korkunç tezahürlerine defalarca şahit olunmaktadır.

Romalılar kentlerine pek yakın olan Veies15 şehrini kuşatmakla işe başladılar. On sene süren kuşatmanın sonunda bir hiyle ile girdikleri şehirde misli görülmemiş katliâm yaptılar. Kendi milletini daima şirin göstererek yazan Titus Livius bile, ilk yirmi dört saatin her dakikasının adam öldürme ile geçtiğini kaydeder

Muzaffer Romalılar, sanat ve medeniyet seviyesini, zenginlik ve refahını ötedenberi kıskandıkları Veies’nin mabetlerini, meydanlarını, parklarını ve bahçelerini süsleyen üç bin (!) heykeli Roma’ya taşımağı da ihmal etmediler. Bu arada, Ana tanrıça Ani’nin heykeli Roma’ya götürülerek, Junon ismiyle bir mabede yerleştirildi ve tanrıçanın sadece heykeli değil, kendisi de artık Roma’ya taşındı, diye Roma halkı inandırıldı.

Bundan sonra Etrüskler için çöküş devri başlar. Bir yandan Yunanlılar Etrüsklerin kuzeydeki Adria, Spina gibi limanlarını zaptederler, bir yandan da Romalılar, Etrüsk tesanüdünü diplomasi ile yıkmağı başararak, sıra ile Cerveteri (M.Ö. 351), Tarquinia (300), Volterra (295), Volsinies (283), Vulci (273) şehirlerini ele geçirirler. Bu şehirlerin hepsinde merhametsizce katliam yapılır, katliamdan kurtulan ahali de esir olarak satılır

Roma tarihinin karışık bir devri olan M.Ö. İkinci yüzyılın ortalarında Marius ile Sylla arasındaki siyasî rekabet yüzünden çıkan iç savaş sırasında, Etrüsk halkının desteklediği Marius yenilince, Sylla bütün Etrüsk şehirlerinde katliamı emreder ve bu şehirlere askerî garnizonlar yerleştirir
İsa’nın doğumundan 40 yıl önce Perugia zaptedildikten sonra, şehrin ileri gelenlerinden 300 kişi Roma’ya götürülerek, Sezarın mezarı üzerinde birer koyun gibi kurban
edilirler

Burada şunu kaydetmek lâzımdır ki, Etrüsklerin Romalılar tarafından yok edilişi dünya tarihindeki ilk metodik ve sistemli “jenosid” hareketidir. Bu “ulus öldürme” hareketi kendini sadece maddî sahada değil, mânevî sahada da göstermiştir. Bizzat bir İtalyan yazarı şu itirafta bulunur:

“Romalılar Etrüskleri yok etmekle kalmayıp, medeniyetlerinin en ufak izini bile ortadan kaldırmak için ellerinden geleni yapmışlardır.”20. Ünlü İngiliz yazarı Lawrence’in Etruscan Places” adlı eseri de buna benzer hükümlerle doludur21. Roma’nın gerek Cumhuriyet, gerek İmparatorluk devrindeki idarecileri bir yandan Etrüskleri millet olarak, nüfus olarak yok ederken, bir yandan da medeniyetlerini ve kültürlerini yok etmeğe çalışmışlardır.

Burada tabiî olarak bir sual doğuyor: Etrüsklerin kültürü, yani edebiyatı varmı idi ki? Tarihçi Titus-Livius’un kaleminden kaçmış aşağıdaki cümle bu suale açık bir cevap teşkil ediyor. Etrüsklere yapılan kötülükleri daima meşru ve vatanî şeklinde gösteren bu şoven tarihçi şöyle der:
“Bugün nasıl gençlerin Yunan edebiyatını öğrenmeleri moda ise, bir zamanlar da, Romalı gençlerin Etrüsk edebiyatını tahsil etmeleri âdetti”

Titus-Livius’un bahsettiği bu edebiyat maalesef bugün yoktur. Romalılar tarafından yazılan eserlerin hemen hiç biri kaybolmamış olduğu halde, Etrüsk edebiyatına ait eserlerin hepsinin toptan kaybolmuş olmasını bugün Batılı Etrüskologlar “garip” buluyorlar ve bunların Romalı devlet adamları tarafından kasden yok edilmiş olduğunu ima ediyorlar.
Gelgelelim Romalı yazarlardan bazılarının eserlerinde muayyen Etrüsk şiirlerine ait imalar ve muayyen Etrüsk trajedi yazarlarına ait kayıtlar vardır. Bugün Romalı bilgin Varron Etrüsklerin tarih kitaplarını lâtinceye tercüme ettirdiğini ve bunlardan çok istifade ettiğini bildirir. Meşhur hukukçu ve filozof Çiçeron Etrüsklerin dine ait eserlerini kaynak gösterir. Hani bütün bu eserler?

Bu arada İmparator Claudius’un hikâyesi cidden ilginçtir:
Roma tarihinin yine karışık bir devri olan İsa’dan sonraki I. yüzyılda, Osmanlı tarihindeki Yeniçeri kazan kaldırması gibi, Roma’da da, Pretoryenler, yani Saray Muhafızları ikide bir isyan edip, istediklerini İmparator seçerdi. Bu arada, Agrippa adlı bir Yahudi, belki de kendi soyu için faydalı olacağını düşünerek, Claudius adlı bir Etrüsk’ü evvelâ Pretoryenlere, daha sonra Senatoya, bir takım çabalar sonunda, İmparator ilân ettirmişti. 13 sene İmparatorluğun başında kalan bu arada Büyük Britanya adasını Roma İmparatorluğu’na ekleyen Claudius şuurlu bir Etrüsk milliyetçisi olduğu için, politikadan artan bütün zamanını kendi soyunun parlak tarihini yazmakla geçirmiştir. Yirmi cilt tutan bu eserden bir çok Romalı yazar bahseder. Bu arada tarihçi Suetonius, bu eserin İskenderiye Kütüphanesinde, senede bir kere, başından sonuna kadar halka okunduğunu kaydeder
İşte bu mühim eser de bugün mevcut değildir. Ancak son zamanlarda Lyon şehrinde yapılan kazlılarda bu eserden birkaç satır meydana çıkarılmıştır.

İmparator Clausiıs, Etrüsk soyundan olmakla beraber, o zamanlar Lugdunum ismiyle mevcut olan bugünkü Lyon şehrinde doğmuştu. Bu şehre yaptığı ziyaretlerden birinde, halka hitaben bir siyasî nutuk söylemiş ve nutkunda kitabından bir parçayı okumuştur. İmparator konuşurken, tabiî olarak Saray kâtipleri not tutmuşlar, Lyonlular da, bu konuşmayı şerefli bir hâtıra olarak tabletlere kazdırmışlardır. İşte Lyon’da yapılan kazılarda bulunan ve Etrüsk tarihinin bazı devirlerine ışık tutan satırlar bu tabletlerdedir.

Romalılar Etrüskler tarafından yazılmış tarih kitaplarını yok etmekle kalmamış, kendi yazdıklarında da tarihi tahrif etmekten, gerçekleri gizlemek ve olmayan şeyleri uydurmaktan çekinmemişlerdir. Bugünkü tarafsız etrüskologlar Romalı tarihçilerin şovenlik ve Romalılık

gururu ile tarihî gerçekleri tahrif ettiklerini ve meselâ Titus-Livius gibi bir tarihçinin dediklerini ihtiyatla karşılamak gerektiğini yazarlar.

Romalılar Etrüsk milletini yok edip manen ve maddeten gömdüklerini zannederken, kendilerine en büyük oyunu oynayan Etrüsk mezarları olmuştur.

KAYNAK: Adile Ayda. Etrüskler Türk'mü idi? Ankara 1974. s. 16-19

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder